Tasavvuf, İslam’da bir manevi temizlenme ve tezkiye yoludur. Bir müslümanın nefsini terbiye etme, kalbini arındırma ve Allah’ın rızasını kazanma çabası içerisinde olduğu bir süreçtir. Bu yolda, mürid, şeyhin rehberliğinde, Kur’an ve Sünnet çerçevesinde bir içsel yolculuğa çıkar. Tasavvuf, zahiri ibadetlerin ötesinde bir batinî boyut kazandırarak, Allah’a olan yakınlığı ve O’nun sevgisini kalpte hissetmeyi amaçlar.
Sufiler, zikir, fikir, muhabbet ve muhasebe gibi amellerle ruhlarını ilahi aşk ile yoğururlar. Tasavvuf, İslam’ın ihsan makamına ulaşmayı hedefler; yani kulun Allah’ı görmese bile, Allah’ın kendisini her an gördüğü şuuruna varmasıdır. Tasavvuf, aynı zamanda insanın kendi iç dünyasını keşfetmesi ve kamil bir insan olma yolunda ilerlemesidir.
Sufiler Neye İnanır?
Sufiler, İslam’ın temel inançlarını benimserler ve tevhid inancına, yani Allah’ın birliğine ve peygamberimiz Hz. Muhammed’in O’nun son peygamberi olduğuna sıkı sıkıya bağlıdırlar. Onlar için en önemli amel, kalbi Allah’ın zikri ile canlı tutmaktır. Sufiler, Allah’ın sevgisi ve O’nunla yakınlık kazanma arzusu etrafında dönen bir hayat sürmeye çalışırlar. Bu amacı gerçekleştirmek için tasavvufi öğretileri takip eder, nefis tezkiyesi yapar ve sufiliğin en önemli kavramlarından olan “fena” yani nefsini aşma ve “beka” yani Allah ile baki kalma hallerine ulaşmayı hedeflerler. Sufiler, İslam’ın şeriat, tarikat, hakikat ve marifet olmak üzere dört basamağını benimser ve bu basamakları takip ederek Allah’a ulaşma ve O’nun sıfatlarını anlama yolunda ilerlerler.
Sufi Düşünce Ne Anlama Gelir?
Sufi düşünce, İslam’ın tasavvuf ekolüne özgü bir manevi anlayışı ifade eder. Bu düşünce, Allah’ın (c.c.) zatına ve sıfatlarına yönelik derin bir aşk ve muhabbet ile O’na yakınlaşma arzusunu merkeze alır. Sufi düşünce, nefsin terbiyesi yani tezkiye, kalbin arınması yani tasfiye, ruhun yücelmesi yani tahkiye ve Allah’a (c.c.) tam bir teslimiyetle O’nun rızasını kazanmayı hedefler. Allah’ın marifetine ulaşmayı ve O’nunla daimi bir ubudiyet içinde olmayı amaçlar. Sufi düşünce, zikir, fikir, tefekkür ve muhasebe gibi ibadet ve amellerle kişinin iç dünyasını zenginleştirir, ilahi sırları idrak etmeyi ve ma’rifetullah’a erişmeyi hedefler.
Sufilik ve Tasavvuf İle İlgili Ayetler ve Hadis-i Şerifler
"Gerçekten kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur." (Ra'd, 13:28)
Hadis literatüründe, Allah’ın (c.c.) rızası için yapılan içsel arayış ve manevi terbiye ile ilgili birçok rivayet bulunur. Sufi pratiğin temeli olan ihlas, zikir, tefekkür ve kalbin arınması gibi kavramlar, Hadislerde vurgulanan temalar arasındadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in şu sözleri manevi arayışın önemini gösterir:
"Allah’a (c.c.) bir karış yaklaşan kişiye Allah bir arşın yaklaşır..." (Buhari, Tevhid, 15)
Sufilerin Özellikleri
Sufilerin özellikleri şu şekilde tablolanabilir:
Tevhid İnancı | Allah’ın birliğine ve benzersizliğine derin bir inanç ve bu inancın hayatın her alanına yansıtılması. |
Zikir | Allah’ın isimlerini, sıfatlarını zikretmek ve O’nu sürekli anarak kalplerini O’nun sevgisiyle doldurmak. |
Fena | Nefsin arzularından sıyrılıp tamamen Allah’a yönelmek ve O’nda fani olmak. |
Beka | Allah ile baki kalma hali; Allah’ın rızasına uygun bir yaşam sürmek. |
Muhabbet | Allah’a derin sevgi ve aşk beslemek, O’nunla olan manevi bağın güçlenmesini arzulamak. |
İhlas | Yapılan bütün ibadet ve davranışlarda samimi olmak ve sadece Allah’ın rızasını gözetmek. |
Tavassul | Allah’a (c.c.) yakınlaşmak için salih kişilere ve özellikle Peygamber Efendimize (s.a.v.) yapılan dua ve niyaz. |
Tefekkür | Kainatı ve yaratılışı düşünmek, bunlardan Allah’ın varlığına ve birliğine dair deliller çıkarmak. |
İhsan | İbadet ve hayatı, Allah’ı görüyormuş gibi yaşamak ve O’nun her daim kendisini gördüğü bilinciyle hareket etmek. |
Tasfiye | Kalbi kötü huylardan, günahlardan ve dünyevi alâkadan temizlemek. |
Tarikat | Sufi düşüncesini yaşamak ve yaymak için oluşturulan manevi yol ve metotlar bütünü. |
Şeriat | Allah’ın emir ve yasaklarını hayatın merkezine almak ve dışa dönük ibadetleri eksiksiz yerine getirmek. |
”Fakr” Ne Anlama Gelir?
Fakr, maddi ihtiyaçlardan ve dünyevi bağlardan soyutlanma, Allah (c.c.)’a karşı derin bir muhtaçlık ve fakirlik bilinci taşıma durumunu ifade eder. Tasavvufta bir mürşid veya Sufi için fakr, Allah’ın (c.c.) zenginliği karşısında kendi yoksulluğunu kabul etmek ve her türlü maddi ve manevi desteği sadece O’ndan beklemek anlamına gelir. Bu, aynı zamanda kişinin nefsi isteklerini terk edip, tüm varlığını Allah’ın (c.c.) iradesine teslim etmesi ve yalnızca O’nun rızasını araması halidir. Fakr, kişinin Allah’a (c.c.) tam bir bağlılık ve bağımlılık içinde olduğu bir manevi makamdır.